İstanbul ağlamaya devam ediyor. Bu sene kış bitmek bilmiyor, gitmek bilmiyor. Sıkıldık ama artık. ''Misafirliğin kısa olanı makbuldür'' diye bir şey duymadın mı sen kış? Kışştt. Git artık ve bahar gelsin. Can eriğin kilosu 500 TL imiş. Gerçi bu benim pek umrumda değil. Sevmem zaten ama sevenler var tabi. Bütün mesele erik de değil.... Ruh halimizin içine ettin bebeğim yaa.. Git ve güneş göstersin yüzünü. Güneşle buzları erisin umutlarımızın. Tekrar yürüyelim tozlu, sıcak, yapış yapış olarak. Hayat daha kolay aksın buzları çözülünce içimizin. Daha cesur olalım yine verdiğimiz kararlarda. Fazla da önünü arkasını düşünmeyelim.
Yeni başlangıçların zamanıdır aslında. Bahar kırıntıları görünse kararlarım daha bir gözü kara olacak. Hayatı olduğu gibi kabullenmek yerine, vefa borcu gibi insanların yanında kalmak yerine hakkını vermeli yaşamanın. İnsanlar kendi işlerine geldiği gibi, kendi rahatları için çaba harcarken; gereksiz çabaların ne lüzumu var ki?.. Ben artık yeni bir başlangıç yapmalıyım hayatıma dair. Şimdiye kadar aldığım eğitimin, öğrendiklerimin hakkını vermeliyim. Bin bilgiyle bir işte tıkanıp kalacak olduktan sonra ne içindi bunca çaba? Artık hareket vakti. Bu gemi uzun seferlere doğru pupa yelken demir almalı. Gidelim miço. Okyanuslar bizi bekler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder