Nasıl huzurdan, mutluluktan bahsedilir bilmiyorum başkaları mutsuzken, huzursuzken, hele de hayatları tehlike altındayken, ailelerinden birini kaybetmişken. Son bir senedir ülkemin gündemi yüzünden bende iyi değilim. İlgisizce hayatına devam edenleri de anlamıyorum. Hep bir şeyler eksik yediğimde, giydiğimde, güldüğümde. Hep fazla gözyaşlarım ağladığımda. Daha bir duygusal oldum. Kızgınlıktan öte bir şey, çaresizlik tam olarak. Çaresiz hissetmek kadar kötü bir duygu yok sanırım. Çünkü içinde hem mutsuzluğu, hem huzursuzluğu, hem de umutsuzluğu barındırıyor. Rezil bir duygu işte.
Sadece ülkemde de değil sorun üstelik. Dünyada bir çok ülkede insanlar kötülükle burun buruna. Vicdansız, insafsız, ruhsuz, duygusuz ne çok insan var yer yüzünde inanılır gibi değil. Ne için hemde? Mal için, mülk için, kendi çıkarları için. Peki bu kadar felaketin üstüne dünya sana kalsa ne olur ki sanki. Gerçekten dünyada istediğin her şeye sahip bile olsan, o sahip olduklarının üzerinde birilerinin kanı, acısı, kini, nefreti, çaresizliği varken bu seni gerçekten tatmin eder mi? Artık şaşırmamalıyım diyorum. Ben sadece kendi bedenimde yaşarken, bu bedenin bana hissettirdiklerini biliyorum. Başka bedenlerde insanlar mecburen kolsuz, bacaksız, böbreksiz, gözsüz yaşıyorsa, gönüllü olarak kalpsiz, düşüncesiz (beyinsiz) de yaşayabiliyor demek ki. Bu bünye meselesi. Benim bünyem kabullenmiyorsa da başkalarının bünyeleri kabul edebiliyor.
İyi ve kötü dışında bence en acı olanı fikirsizler. Etliye sütlüye karışmayan, bana dokunmayan bin yaşasın diyen, ne zararı ne yararı dokunmayanlar var ya!.. Onlar bana dokunuyor işte. Onların da eline bulaşıyor kan ve gözyaşı görmüyorlar. İyi olduklarını sanıyorlar ya. Onlar asında yoklar. Bir tutam ot gibi yaşıyor ve ölüyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder