15 Şubat 2012 Çarşamba

TEK ŞANSIN VAR

     İnsanlar kıymetini bilmezler elindekilerin çoğu zaman. Kendine güvenmediklerinden kaybederler bazen bu dünyada karşılarına çıkan tek şansı. Bazen de beceriksizliklerinden. Karasızlıklarından kaybederler. Dünya çok büyük şansı bir kere verir insanın eline. Onu anlamak, riskini göze almak, mücadele etmek, bir anda karar vermek gerekir. Eğer kaçırırsan rutin hayatının gidişini değiştirme fırsatını da kaybettin demektir. Bazen birinin kaybı başkasının kazancı da olur aslında. İlk başkta kaybettiğimizi sandıklarımız acı verir ama uzun vadede tek kaybedenin başkası olduğunu anlarsın. Lütuf kimdi acaba? Kim kimin şansı ya da şanssızlığıydı? İşte bunu bilmek zor görünür ama en kolayıdır. Kendine güveni olan, emek veren, risk alan kaybetmez hiçbir zaman, sadece kazançlı çıkandır o. Verilmiş sadakası da vardır aynı zamanda. Haketmeyen biri hayatın ona verdiği şansı kaybederken, kazananıdır kaderin. O yüzden çok acıyorum bazı insanlara. Belki birkaç ay yada yıl sonra anlayacaklar kendi beceriksizlikleri yüzünden teptiklerini hayatın onlara verdiği ilk ve tek şansı. Daha kötüsü de var. Bazen de hiç anlayamayacaklar ve ömür boyu o şansı bekleyerek yaşlanacaklar. Çok acı gerçekten...

KIŞ PSİKOZLARI

     Biraz macera fena olmazdı... Biraz farklılık. Kışı sevmiyorum. Bir çok insanda sevmiyor bence. Hava bir taraftan karanlık, hayat bir taraftan sıradan... Kışın yaptığımız hiçbir aktivite yok diyebilirim. Alışveriş merkezlerine gidip havasız, fast food kokan, kalabalık, fiyat etiketlerine bakmayı sosyal hayat zanneden insanlardan oluyorum. Benim içim kıpırdamıyorsa bir şeyler almak da zevk vermiyor. Kurkuru bir boğazla, yorgun, sıkılmış eve dönüyoruz. Eee... Sosyalleştik mi şimdi? Dışarı mı çıkmış olduk? Eğlendik mi? ''e şıkkı'' Hiçbiri...

     Tabi günü birlik haftasonu kaçamakları yapsak, Uludağ, Abant, Şile... ne bileyim şehirdışı, şehiriçi bir yerlere gitsek!.. Ciddiyim sıkıldım ve bu beni çok yoruyor. İçimden çalışmak da gelmiyor, arkadaşlarımı görmekte... Her yerim ağrıyor. Çünkü insan işten eve, evden işe, evdeyken tv karşısında, haftasonu alışveriş merkezinde olunca dinlenmiyor. Hiç bir şey yapmayıp evde yatsam daha iyi. Daha mı iyi? Yanıldım. Bu da en az haftasonu yaptıklarım kadar sıkıcı.

     Ben şunu bilir şunu söylerim arkadaş: Para yaşamak içindir. İstanbul gibi bir şehirde yeşillik görmek için, deniz görmek için, bir bardak su içmek için bile para lazım insana. Hayat standartları da malum. Hele hayat kurmaya çalışıyorsan biriyle hepten dibi boyluyorsun yani. Boğuluyorum...

14 Şubat 2012 Salı

SORUMLU VE APTAL

     Kendi acılarına ağlayamayan bir kadın... Abuk televizyon dizilerine, sinema filmlerine, bir kedinin yağmur altında çöpleri karıştırmasına, bir köpeğin ayağının aksamasına... gözleri dolan kadın. Dünyanın acımasız olduğunu bilerek, kendi için acımasızlığı kabul etmiş,  başkaları için kabul edemeyen kadın. Sorgulamaları hiç bitmeyen. Düşünmenin acı verdiğini ve mutlu insanların aslında düşünmeyen insanlar olduğunu farkında ama buna teşebbüs bile etmeyen kadın. Hayatı kendince sırtlamış, yükünü paylaşmayı aklından geçirmeyen, her şeyle tek başına mücadele edip, farkında bile olmayan kadın.

     İnsanların hayatını kolaylaştırmaktan sıkılmadın mı kadın? Kim senin için tek bir şey yaptı şimdiye kadar.'' İstemem gerekmez ''diye düşünüyorsun. ''Vermek isteyen verir''. Oysa insanlar çok bencildir ve işlerine gelmeyen somut şeyleri bile görmezken, senin soyut duygularını mı anlamalarını bekliyorsun? Komiksin. Hayır değilsin. Başa çıkabildiğin sürece kralsın, ya sonra!..

     Bazen hata yaptığını düşünüyorsun. O yapamaz, ben hallederim deyip yaptığın çok şey var. Oysa senin onlardan ne fazlalığın var? Daha mı güçlüsün? Daha mı sağlam? Daha mı zeki? Aksine insanlar aptala yatmaktan hoşlanırlar. Bu onların senden daha zeki olduklarını gösterir. Sen çabalayıp dururken, kendin için yapmadıklarını başkaları için yaparken bu senin aptal olduğu göstermez elbette ya kıymet bilen de azdır, hafızası kuvvetli olan da. O an için iyisin, en ufak yapmadığın bir şeyde, söylediğin bir lafta kötü. Haa senin prensibin ''iyilik yap, denize at '' dı dimi?.. Balıklar doydu artık. Sonra iyilik yapmak başka, birinin yapabileceği şeyi senin üstlenmen başka. Bırak herkes başının çaresine baksın. Sen olmasanda yaşayacak herkes, sen olmasan da dönecek dünya, sen olmasan da yapılacak o senin kendini paraladığın işler...

    

   

SEVGİLİLER GÜNÜ

     Bugün 14 Şubat 2012. Bugün sevgililer günü. Bugün Allah'ın günlerinden bir tanesi işte. Bugün onu daha çok sevmiyorum. Bugün bir hediye beklemiyorum yada özel bir şey. Bugün de, yarın da, öbür günde onunla birlikte nefes almak istiyorum. Bu bugüne özel bir şey değil. Bir güne özel bir şey değil. Bu onu sevdiğim günden itibaren hissettiğim ve uzun bir süre hissedeceğim bir duygu. Bir günle sınırlamak, sevgililerin doldurduğu, bir güne özel mekanlarda, sevgili yarıştırır gibi, kutlama yapılacak bir şey değil. En güzel hediyemi ben onu tanıdığım gün aldım. Ona da alacağım hediye için özel bir güne ihtiyacı yok benim. İhtiyacı olan bir şey varsa, görüp ona yakıştırdığım bir şey varsa, kendime bir şey alırken ona da almak içimden geçiyorsa alıyorum zaten. Hediye almak, vermek güzel tabi ki ama bence maddi karşılığı olan şeyler değil kalıcı olan. Birinin yanında olduğunu hissetmek, hiç bir zaman yalnız olmadığını bilmek, birini hergün görsen bile yine onu göreceğin için heyecan duymak... Bundan güzel hediye olamaz ki... O yüzden benim her günüm, sevgilimle geçen her günüm sevgililer günüm, her günüm hediye.

     

1 Şubat 2012 Çarşamba

MUTLULUK PAYLAŞINCA GÜZEL

     Bazen iki kişilik oluyor dünya. İstediğimiz gibi yaşayacağımız çok az zamanımız var zaten. Butün hafta çalışıyoruz. Sabah işe, akşam çoğu zaman eve. Bir haftasonu var. O da tamamen senin değil zaten. Cumartesi öğlene kadar çalışıyorsun, bazıları akşama kadar... Adam gibi bir gün kalıyor geriye. Eğer o bir günde de sadece bir kişiyle görüşüyorsan ihmal ediyorsun arkadaşlarını demektir. Yaptığın doğru mu? Değil... Yanlış mı? O hiç değil. Zaman neden bu kadar kısıtlı. Kısacık değil aslında ömür ama sevdiklerine doymak için işte tam da bu yüzden kısa. Peki çözüm ne? İşi gücü bırakamayacağına göre... Pek de bir çözüm yok malesef. Böyle gidecek. Doyamadan gideceğiz sevdiklerimize. Belki de bu yüzden iki kişilik  oluyor dünya. Bir sen, bir de sevgili. Çok zamanlar da değmeyen sevgililere feda edilmiştir o değerli zamanlar ya, o da ayrı...

     Gerçek bir arkadaş -ki biz ona zaten artık dost diyoruz- yannda oluyor bir şekilde iyi günde, kötü günde. Bazen mesafeler yakın olmasa da, sınırlansa da zamanlar; bir telefon kadar da yakın oluyor aynı zamanda. Gerçek dostlar kızmıyor, kırılmıyor sana. Senin mutluluğundan da zevk alıyor. Sadece sitem ediyor haklı olarak. Zaten ondan daha fazla sitem etme hakkı kimin var ki?.. İnsan kötü günde anlar dostun, arkadaşın kıymetini derler ya... En mutlu gününde de anlıyorsun. Hem belki biraz daha fazla anlıyorsun. Acıya destek tabi ki eşsiz bir şey ama acıyı azaltmıyor. Zamana ihtiyacın oluyor mutlaka. Oysa mutluluk paylaştıkça artıyor, kocaman oluyor.

     28/01/2012 benim mutlu günüm. Hep sevdiğim insanlar oldu yanımda. Bazıları olamadı belki ama onların da kalpleri benimleydi. Beni bilen, dinleyen, derdimi sıkıntımı paylaştığım, uzun yıllardır benden vazgeçmeyen, benim de ondan vazgeçmeyeceğim, en yakın iki dostumdan biri olan insan da beni bu mutlu günümde yalnız bırakmadı. Bırakamazdı da zaten. Ben de onu yalnız bırakmazdım çünkü. Bırakmayacağım da.

     Daha mutlu olunur mu acaba?

KAR YAĞARKEN

     Kar yağarken olması gereken bir insanın tek bir yer olmalı. Kar yağarken dışında pencerenin insan hem huzurlu oluyor, hem biraz hüzünlü. Kar yağarken hayat biraz daha ağır akıyor sanki. Sudan biraz daha ağır. Saçaklar buzlanırdı çocukluğumuzda. Çocukluğumun buz saçaklı kışlarını anımsatıyor. Aşk damarlarında dolaştığı sürece mutsuz olmak imkansızken, bu durgun hüzün neye karşılık gözkapaklarını aşağı çekiyor? Sıcak çikolatam yanımda olmalı. Önce ellerimi ısıtmalı, sonra içimi. Sevgilim yanımda olmalı. Önce ellerimi ısıtmalı, sonra içimi. Sıcak çikolatayla sevgili arasında ne kadar büyük bir benzerlik var kar yağarken.