Biraz macera fena olmazdı... Biraz farklılık. Kışı sevmiyorum. Bir çok insanda sevmiyor bence. Hava bir taraftan karanlık, hayat bir taraftan sıradan... Kışın yaptığımız hiçbir aktivite yok diyebilirim. Alışveriş merkezlerine gidip havasız, fast food kokan, kalabalık, fiyat etiketlerine bakmayı sosyal hayat zanneden insanlardan oluyorum. Benim içim kıpırdamıyorsa bir şeyler almak da zevk vermiyor. Kurkuru bir boğazla, yorgun, sıkılmış eve dönüyoruz. Eee... Sosyalleştik mi şimdi? Dışarı mı çıkmış olduk? Eğlendik mi? ''e şıkkı'' Hiçbiri...
Tabi günü birlik haftasonu kaçamakları yapsak, Uludağ, Abant, Şile... ne bileyim şehirdışı, şehiriçi bir yerlere gitsek!.. Ciddiyim sıkıldım ve bu beni çok yoruyor. İçimden çalışmak da gelmiyor, arkadaşlarımı görmekte... Her yerim ağrıyor. Çünkü insan işten eve, evden işe, evdeyken tv karşısında, haftasonu alışveriş merkezinde olunca dinlenmiyor. Hiç bir şey yapmayıp evde yatsam daha iyi. Daha mı iyi? Yanıldım. Bu da en az haftasonu yaptıklarım kadar sıkıcı.
Ben şunu bilir şunu söylerim arkadaş: Para yaşamak içindir. İstanbul gibi bir şehirde yeşillik görmek için, deniz görmek için, bir bardak su içmek için bile para lazım insana. Hayat standartları da malum. Hele hayat kurmaya çalışıyorsan biriyle hepten dibi boyluyorsun yani. Boğuluyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder