2011 benim yılım olacak diyerek başladım hayata_ki aslında berbat bir yıldan, berbat bir ilişkiden, berbat bir işten çıkmıştım-. Ne işim vardı, ne fikrim... Kırık bir kalbim vardı, ufak bir tazminat param, benzin koyarken düşündüğüm bir arabam. Çok inandım ama 2011 benim yılım olacaktı. Çünkü ben az beklentiyle, duygusuzca çalışacak, kendine yetecek, fazlasını istemeyecektim. Hayatımda kalan 2 arkadaş, 1 baba, 1 kardeşle devam edecektim. Başladığım işi bitirecektim. Bitirene kadar yeni bir hedef koyup kendimi sıkıntıya sokmayacaktım. Planımı günlerce üzülüp, düşünüp, koyup kaldırarak yaptım. O kadar çok kırılmıştım ve ayaklarım o kadar sağlam basmıyordu ki, ben bile şaşırdım birden güneşim açtığına, yeni kararlar aldığıma, yere inmeye karar verdiğime...
Hayat kararlılığımızı gördüğü zaman aslında istediklerimizin hepsini olmasa da bir kısmını vermek zorunda kalıyor. Hatta bazı sürprizlerde hazırlıyor bu kararlılığımızın ödülü olarak.
Önce bir işe girdim. Uzun aramalardan sonra, daha önceki maaşımın daha düşüğüne de olsa. sonra hayatıma anlam verecek biri girdi hiç beklemediğim halde, beklemediğim zamanda, beklemediğim kadar huzurlu ve mutlu biri. Hayat yeni umutlar açtı, yalnız değildi artık ruhum. İşlerim istediğim gibi gitmiyor belki biliyorum ama daha önemli bir şey var. Ben yalnız değilim artık. Bir şekilde toparlanır maddiyat. Ya manevi duygular, sevmek, sevilmek güdüsü... İşte önemli olan bu. Ben garanti bir hayatı bıraktım, bocaladım, mutsuz oldum, kırdılar beni boyun eğmedim. Kırılmak pahasına ne işi, ne aşkı kabul etmedim. Ödülümü aldım. Aşk muhteşem bir duygu. Gerçek ve iki kişinin aşkından bahsediyorum tabi ki... Geride kalan bir ömür teferruatmış. Anladım.
Beni bu kadar mutlu eden insana çok teşekkür ediyorum. Beni bunalımlara sokan insanlara da çok çok çok teşekkür ediyorum. Sizden uzaklaşmaya çalıştıkça onun çekim alanına girmemi sağladığınız için... Sağolun varolun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder